TC-Linguistics 2-Phonetics & Phonology, Morphology

 


Selamlar! muis English’e hoşgeldin!


Öncelikle bazı haberler vermek istiyorum. Podcast kayıtlarını görseller ve yazılı metinler ile destekleyerek Youtube’a ekleme kararı verdim. Dileyen oradan da takip edebilir. Ayrıca artık bir Patreon hesabımız da var. İstersen patreon.com/muisenglish adresine giderek maddi destekte bulunabilirsin. Şimdi hemen dördüncü üniteye geçebiliriz.

Ünite 4 - Phonetics and Phonology

Daha önce comptence ve performance kavramlarından bahsetmiştik. Dilin beyinde gerçekleşen aktiviteleri için competence; mekanik etkinlikleri için ise performance kavramlarını kullanırız. Phonology bir dili konuşurken hangi sesi, nerede, nasıl kullanacağımız bilmektir. Bu sebeple, competence’ta gerçekleşen bir işlemdir. Phonetics ise bu kuralları uygulamaya dökmek olduğu için performance bölümünde yer alır. Şimdi “perform” ettiğimiz konuşma eylemi için phonetics’i inceleyelim.

(kısa geçiş)

Phonetics

Ses üretimi ile ilgili olan Phonetics, Articulatory, Acoustic ve Auditory olmak üzere üçe ayrılır. Bunları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Kelimeler seslerden oluşur. Örneğin “bin” kelimesi [b], [ı] ve [n] seslerinden meydana gelir. Biz her bir sese “segment”, kelimeyi seslere ayırma işlemine ise “segmentation” deriz. Bu işlemi yaparken özel bir alfabeden faydalanırız. International Phonetic Alphabet, bildiğimiz alfabelerden farklı olarak, her sese karşılık bir işaretten oluşmuş bir ses tablosudur. İşte “bin” kelimesindeki sesleri, bu alfabedeki ses işaretleri aracılığı ile, her sesi köşeli parantez arasına alarak “segmentation” işlemini yapabiliriz. Bu sayede “car” kelimesinin nasıl seslendirilmesi gerektiği ile ilgili kargaşa ortadan kalkmış olur. Çünkü biz bu kelimenin “car” olarak okunmasını istiyorsak c-a-r seslerini, İngilizce’deki “car” gibi okunmasını istiyorsak “car” kelimesini karşılayan ses işaretlerini kullanabiliriz.

Şimdi üçe ayırdığımız Phonetics’i tek tek inceleyerek bu bilgileri derinleştirip netleştirelim.

(kısa geçiş)

1-Articulatory Phonetics

Havanın hareket etmesiyle ses oluşur. Biz de konuşurken aslında ciğerlerimizden çıkardığımız havayı boğazımızdaki ses telleri aracılığıyla dışarı çıkartarak ses üretmiş oluruz. İşte o sesi ağız ve burun bölgelerinde kontrol ederek farklı sesler üretmiş oluyoruz. Ürettiğimiz sesleri kategorize etmek için de nerede bittiği, nasıl bir forma sahip olduğu ya da sesli mi sessiz mi olduğu gibi çeşitli özelliklerden faydalanabiliriz. Bu alt başlığı da kendi içinde ayırıp, bir sesin tüm özelliklerine göre hangi kategorilere ait olduğunu keşfedelim.

1-1 Place of Articulation

Adından da anlayacağınız üzere sesin nerede başladığına göre sesi kategorize edebiliyoruz. Dedik ki sesi oluşturmak için ciğerden çıkardığımız havayı kullanırız. İşte çıkan o havanın kesildiği yerde ses başlar. O sesin nerede kesintiye uğradığına göre sesleri sınıflandırırız. Peki bu kategoriler nelerdir?

>Bilabial: “bi-lips” diye de isim verebilirsiniz bu gruba. İki dudağın birleşmesiyle oluşur bu sesler. “ba, pa, ma, wa” yani “p, b, m ve w” harfleri bu sınıftadır.

>Labiodentals: Labio “lip=dudak” ile, dental ise “diş” ile ilgilidir. Labiodental ise alt dudağın üst dişlere değmesiyle oluşan ses grubudur. “fa, va” yani “f, v” sesleri bu gruptadır.

>Interdentals: Dilin ucunu iki diş arasına alarak çıkardığımız seslerdir. “think” kelimesindeki “-th” harfleri bu şekilde okunur. Ortasında yatay çizgi olan 0 gibi gösterebiliriz. İngilizce alfabesinde tam karşılığı olan bir harf yoktur. “t ve h” harfleri bir araya gelince bu şekilde okunur.

>Alveolar: Dilinizi üst dişlerinizin başladığı yere değdirebilirseniz “alveolar ridge” denilen bir bölgeye dokunmuş olursunuz. Ön dişlerinizin dizildiği yarım dairenin bu etli kısmı, yani kısaca “alveolar ridge”e dilin değmesiyle oluşan sesler bu grupta yer alır. “ten, dead, nine, seven, zero, love, row” kelimelerinin ilk sesleri bu gruba aittir. Yani “t, d, n, s, z, l, r” harfleri.

>Palatals: Damağımızın ön kısmındaki sert bölümüne dilin değmesi ile bu sesler oluşur. Damağın arkasındaki küçük dil ve onun biraz önündeki “soft palate” kısmı ayrı sesler yaratır, lütfen karıştırmayın. Hard palate’ta üretilen sesler “measure” kelimesindeki “j” gibi olan sestir. “mission” kelimesindeki “ş” benzeri ses de aynı sınıftadır.

>Velar: İşte “soft plate” dediğimiz, küçük dil ile sert damak arasındaki yumuşak kısımda oluşan sesler bu sınıftadır. “kick, go” kelimelerinde “k ve g” sesleri bu gruba girer.

>Uvular: Küçük dil yardımıyla oluşan seslerdir. İngilizce’de karşılaşmayız. Arapça’daki [q] sesi örnektir.

>Glottal: Nefes borusunun ağız kısmında oluşturulan kesintilerle üretilir. “h” harfi bu gruptadır. “heat, oh-oh” kelimelerindeki gibi.

Şimdi de çıkardığımız havanın davranışına göre sesleri kategorize edecek olursak nelere göre ayrılacağını konuşalım.

1.2 Manner of Articulation

>Stop/Plosive: Hava akışını kesip durdurarak ses çıkartınca bu sesler oluşur. Mesela “beat” kelimesindeki ilk [b] sesini oluşturmak için dudaklarımızla hava akışını durdurduk. Aynı şekilde [p], [b], [t], [d], [k], [g] sesleri stop ya da diğer adıyla plosive seslerdir.

>Fricatives: Bazı sesleri oluştururken ise sesi tamamen kesmek yerine sızdırırız. /f,v,θ,ð,s,z,ʃ,ʒ,h/ sesleri bu gruptadır. Şimdi thesoundofenglish.org kaynağından aldığımız bu sesleri örnekleriyle birlikte dinleyelim. (f,v,θ,ð,s,z,ʃ,ʒ,h seslendirmesi)

>Affricatives: Fricative’den daha güçlü bir sıkıştırma işlemiyle bu sesler oluşur. “cheap” ve “jeep” kelimelerindeki ilk sesler buna örnektir.

>Nasals: Havanın burun bölgesine yönlenmesiyle, bu bölgede oluşan sesleri bu gruba alırız. “mode”, ve “neck” sözcüklerindeki ilk sesler ile “song” kelimesindeki o’dan sonraki ses bu gruptadır.

>Liquids: [l] ve [r] sesleri bu sınıftadır. Örneğin “feel” ya da “car” kelimelerin son sesleri gibi.

>Glides: Havayı kaydırarak ürettiğimiz seslerdir. “Yes, way” sözcüklerindeki y ve w harfleri gibi!

1.3 Voicing State

Ciğerlerden gelen hava larynx (gırtlak) yoluyla dışarı çıkar. İşte larynx içinde “vocal folds” yani ses telleri bulunur. Ses çıkardığımızda bu teller açık ya da kapalı durumda olabilir. Vocal folds açık durumda “voiceless sounds” meydana gelir çünkü hava herhangi bir engele takılmaz ve tellerde titreme oluşmaz. Vocal folds kapalı durumda olduğunda hava sızarak dışarı çıkmaya çalışır ve tellerde titreme meydana gelir. Bu durumda çıkan seslere ise “voiced sounds” diyoruz. İsimleri sebebiyle sakın Türkçe’deki sesli-sessiz harfler gibi düşünmeyin. O sadece isim benzerliği. Zira biz zaten şu anda sadece consonant sesleri inceliyoruz. Türkçe’den şu şekilde faydalanabiliriz: bildiğiniz gibi “fıstıkçı şahap” kelimelerindeki tüm ünsüz harfler sert ünsüzlerdir. Yani “voiceless sounds” aslında sert ünsüzler demektir. Aynı sesler, [f], [s], ... gibi, İngilizce’de de voicles sounds olarak geçer. Zaten tüm ünlü harfler yani vowels, voiced sounds grubundadır.

1.4 Vowels

Şimdiye kadar consonant’ları kategorize ettik. Peki “vowels” sesleri nasıl sınıflandıracağız? Bunu yaparken şu üç duruma göre karar veririz; dilin yüksekliği, dilin ağız içinde önde ya da arkada olması ve dudağın düz ya da yuvarlak olması.

“he” ve “who” kelimelerindeki vowels sesleri inceleyelim. İlk kelimede “he” derken ağzı yapınızı inceleyin. Dilin ucu yüksekte olduğu için “high” ya da “close” bir voweldır ancak “who” kelimesindeki vowel’ı seslendirirken dilin arkası yüksektir. Bu yüzden buradaki ses “high back vowel” olacaktır.

Aynı kelimeleri tekrar seslendirip dudağınız aldığı şekle bakın. “who” kelimesinde dudağımız rounded olacaktır ancak “he” kelimesinde “unrounded” şeklini alır.

Son olarak bu konuda “dipthong” ve “tripthongs” kavramlarına bakalım.

>dipthong: İki vowel’ın bir araya gelmesiyle oluşur. Örneğin “great” kelimesini seslendirdiğimizde “e-a” sesleri bir araya gelmiş gibi görünür. Çünkü dilin yükselen kısımları hızla değişir. Başka bir örnekle “pay” kelimesini inceleyin. Tek vowel görünsede aslında okurken iki farklı vowel ses çıkartmış oluyoruz.

>tripthhongs: dipthong seslere “schwa” ekleyerek elde ettiğimiz seslerdir. “high” kelimesini okurken iki ses birleşmiş oluyor. “higher” kelimesinde ise üç ses birleşiyor

Phonetics başlığından bu kadar. ipachart.com adresine giderek tüm tabloyu sesli olarak incelemenizi tavsiye ediyorum. Sesleri dinleyip tekrar ettiğinizde ağız yapınızı incelerseniz her şey daha anlamlı olacaktır. Sınavda mutlaka soru gelen bir bölüm olduğu için en azından 1 net garantilemek için bu konuyu sağlamlaştırmanızı öneririm. Şimdi competence’taki işlem olan Phonology’e geçelim.

2 - Phonology

Konuşmanın mental kısmıyla ilgilenen Phonology daha çok ses kurallarıyla ilgilenir. Biz phonetic başlığında “minimal and smallest unit” olarak “phone” kavramını kullandık. “phoneme” ise phonology’de “minimal and smallest unit” olarak geçer. Phoneme kavramını biraz açalım:

a. Phoneme

En küçük sese phoneme deriz. Örneğin“hat” kelimesinde 3 phoneme bulunur: h, a, t harflerinin verdiği sesler. Bir başka örnekle devam edelim: “seek” ve “seat” kelimelerinde de 3 adet phoneme yer alır. Harf sayısı sizi yanıltmasın. Peki bu phoneme’lerden iki tanesinin aynı olması nasıl bir durum ortaya çıkartır?

b. Minimal Pairs and Minimal Sets

“seak” ve “seat” kelimelerinde üç phoneme bulunur demiştik. Bunlardan iki tanesinin ortak olması durumuna minimal pairs denir. “bin” ve “pin” kelimelerinin ilk sesleri farklıdır. Bu farklılık iki ayrı kelime olmalarını sağlar ve bu kelimeler kendi aralarında minimal pairs olarak kabul edilir.. Tek bir ses değişikliğiyle iki farklı kelime türetidiği için bu kelime çiftine “minimal pairs” diyoruz. Türkçe’deki “at” ve “et” kelimeleri de minimal pairs olarak kabul edilebilir.

Tek phoneme değişikliği ile ikiden fazla kelime türetebiliyorsak bu kelimeler de aralarında “minimal sets” olarak kabul edilir. “crick, croak, crook” kelimeleri için kendi aralarında “minimal sets” olarak ifade edilebilir.

c. Allophones

“Allo” kelime anlamı olarak “other” demektir. phone ise daha önce de bahsettiğimiz gibi en küçük ses birimidir. Örneğin, “pin” ve “bin” kelimelerindeki ilk sesler birbirinden farklı iki phone’dur. Çünkü birbirinden ayrı iki sestir bunlar. Peki “pea” ve “tap” kelimelerindeki “p” harfinin verdiği ses aynı mıdır? Aslında ikisi bir yerde aynı sesler olarak kabul edilebilir fakat kelimenin başında ya da sonunda olması, öncesinde veya sonrasında başka bir ses alması gibi sebeplerle çok küçük değişiklikler görülebilir. “pea” kelimesinde daha uzun bir sesletim varken, “tap” kelimesinde “p” harfini havayı aniden engelleyerek bir ses üretiriz. Bu da çok çok küçük değişikliklere yol açar. Bu değişiklik elbette anlamda bir farklılığa neden olmaz. İşte bu “p” harfinin iki ayrı seslendiriminde birbirlerinin “allophone”u olurlar. Başka bir örnekle, “top” and “stop” kelimelerindeki “t” harfi aslında tamamen aynı değiller.

d. Syllable

Seslerin ne olduğu, nasıl oluştuğu hakkında artık yeterince bilgi sahibi olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu sesleri bir araya getirerek “syllable” dediğimiz bütünü elde ediyoruz. Syllable’ları da bir araya getirerek kelimeleri oluşturacağız ancak bu Morphology dersinin konusu. Syllable’ın simgesi üstünde ufak bir kuyruk bulunan “o” harfine benzer. Her syllable, çekirdek görevinde bir “nucleus”a sahiptir ve bu da genellikle bir vowel’dır. Nucleus’un önüne gelen kısım için “onset” ve sonrasına gelen kısım için de “coda” ifadelerini kullanırız. Mesela “cat” kelimesindeki a harfinin sesi nucleus, c harfinin sesi onset ve t harfinin sesi coda olarak ifade edilir. “Sing” kelimesinde ise “i” nucleus, “s” onset ve “ng” coda’dır.

e. Phonotactics

Phonology’de phoneme’ler rastgele bir araya gelemez. Bunun için bazı tactic’ler vardır. Türkçenin phonatactics kuralına göre iki ünlü harf ya da iki ünsüz harf yan yana gelemez.

f. Prosody

Vurgu ve tonlama yani stress and intonation her dilde bulunan bir sesletim etkinlikliğidir. Stress ile kelimede ya da cümlede bir syllable daha baskın bir şekilde okunur. Stress bazı durumlarda ayırt edicidir. İngilizce’de bazı heteronym kelimeler bulunur. Bu kelimeleri okurken farklı syllable’ları vurgulamak farklı anlamlar doğurur. Record kelimesinin ilk slyabble’ını vurguladığımızda liste anlamındayken, son kısmını vurguladığımızda iste kaydetmek anlamına gelir. Intonation ise tonlamadır. Anlam olarak ayırt ediciliği bulunmaz ancak duyguyu yansıtabilir.

g. Co-Articulation Effects

Özellikle günlük konuşma dilinde hızlı hızlı konuştuğumuz için tüm bu phonology kuralları birbirine karışabilir. Hangi syllable nerede başlayıp bitti derken seslerin birbirine karışması mümkündür. İki alt başlıkla bunu biraz açalım.

g.1 Assimilation

Her sound’un kendine özgü bir artikülasyonu vardır ve demin bahsettiğimiz gibi her segment’ın vurgusu da farklı olabilir. Birbirine eklenen iki segment birlikte okununca güçlü stress zayıf olanı bastırabilir, değişikliğe uğratabilir. Önreğin, “polite” kelimesine getireceğimiz “in-” affix’i ile kelime “inpolite” olur ancak biz bunu “impolite”a daha yakın bir şekilde okuruz. Hatta zaten kelime doğrusu “impolie” olur. Bu duruma assimilation diyoruz ve bu durum iki segment’ın birbirini etkilemesiyle oluşuyor. Eğer bu iki segment arasında, önceki sonrakini etkileyip, ikinci segment değişikliğe uğruyorsa buna progressive assimilation deriz. Mesela “bag” kelimesine “s” takısı geldiğinde “bagz” şeklinde okuyoruz. Sondaki “s”, “z” şeklinde seslendiriliyor. Tam tersi şekilde, eğer ikinci kısım ilk kısmı etkilerse buna da regressive assimilation deriz. “have” kelimesinin sonun “v” ile bitirmemize rağmen, “have to” olunca, gelen “to” eki sonunu “f” şeklinde seslendirmemize sebep olur.

g.2 Elision

Bu durum assimilation gibi ses değişikliğine sebep olmaz. Birbirini etkileyen seslerden birinin diğerini yutması durumuna “elision” diyebiliriz. “friend” ve “-ship” kelimelerini birleştirdiğimzde “friendship” kelimesi ortaya çıkar ancak “friend” kelimesindeki “d” sesi yok olur. İşte bu bir elision örneğidir.

Phonetics and Phonology ünitesi burada bitti. Tekrardan bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Bir sesin nasal, bilabial ya da glottal olduğunu anlamak için ben liste ezberlemeyi pek uygun görmüyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi ipachart.com adresine gidip, sesleri tanıyıp, dinleyip ve tekrar edip bu konuyu daha iyi oturtabilirsiniz. Benden söylemesi. Beşinci üniteyle devam edelim.

(unit geçiş)

Ünite 5 - Morphology

İsmi biraz ürkütücü dursa da morphology linguistics dersinin en rahat konularındandır. Sesten anlamlı bir cümleye doğru uzanan yolculuğun “kelime” durağındayız. Daha önce “Knowledge of Words” olarak aslında morphology’den kısaca bahsetmiştik. Bu bağlamda morphology aslında bir biçim bilimidir. Dildeki sözcüklerin yapısını çalışır.

“Mental lexicon” adı verdiğimiz kelime depomuzda öğrendiğimiz tüm kelimeler ve kelime yapısı kuralları kayıtlıdır. Bu sayede “abirdis...” cümlesini “A bird is...” şeklindeki ayırabiliyoruz ve hangisinin verb, hangisinin noun olduğunu da söyleyebiliyoruz.

1. Morpheme

Morpheme bir anlamı ya da grammatic görevi olan, en küçük yapıdır. Mesela “speaking” kelimesi “speak” ve “ing” affix’i olarak iki morpheme’den oluşur.

1.1 Free and Bound Morphemes

“speaking” örneğiyle devam edelim. İki morphemeden biri olan” speak” yalnız başına bir anlama sahiptir. Free bir şekilde takılabilir. Bu sebeple “speak” free morpheme örneğidir. “ing” ise tek başına bir anlamı olmayan, başka bir free morpheme’e bound olunca anlam kazanan bir ektir. Bunun gibi tek başına anlamsız ancak grammatic bir göreve sahip affix’lere ise bound morpheme diyoruz.

1.2 Root, Stem, Base and Affix

Bir morpheme’i meydana getiren tüm bileşenleri inceleyelim.

Root: Kelimenin köküdür. Anlamlı olan çekirdek parçadır. “untouchables” kelimesinden tüm ekleri attığımızda geriye kalan “touch” olacaktır. Bu sebeple kelimenin root’u touch’tır. “wheelchair” ise iki root’tan oluşur.

Stem: Kelimeye affix aracılığıyla ek getirdiğimizde oluşan bütüne “stem” deriz. Buradaki en önemli nokta gelen ekin bir derivational yani yapım eki olmasıdır. Örneğin “touch” kelimesine “-ed” eki getirip “touched” kelimesini türettiğimizde stem yine sadece “touch” olacaktır. Eğer “-able” ekini getirirsek “touchable” kelimesi türer ve bu yeni bir anlama sahiptir. Stem ise “touchable” kelimenin tamamıdır. Özetle; inflectional (çekim ekleri) hariç, bir kelimeye başka bir affix eklediğimizde ortaya çıkan bütüne stem deriz.

Base: Herhangi bir affix eklenebilen, herhangi bir morpheme’dir. Örneğin “agree” bir root’tur. Aynı zamanda base olarak da kabul edilebilir. Çünkü biz ona “dis-” affix’ini ekleyerek onu “disagree” olarak tekrar kurabiliriz.

1.3 Lexical and Functional Morphemes

Dedik ki, morpheme’leri free ya da bound olarak ikiye ayırırız. Tek başlarına bir anlama sahip olan free morpheme’leri de Lexical ve Functional olarak ikiye ayırıyoruz. Mesajı taşıyan, kendi başına bir anlama sahip olan moprheme’ler için lexical ifadesini kullanıyoruz. Örneği “They are listening my podcast.” cümlesindeki “listening” ve “podscast” ifadeleri lexical morpheme’lerdir. Aynı cümlede yer alan “They, are, my” gibi ifadeler ise functional morphemes olarak kabul edilir. Çünkü evet, tek başlarına kullanıyorlar fakat asıl olayları grammatic bir görev üstlenmektir.

Örnek cümledeki “they” ifadesi biraz kafa karıştırmış olabilir. Çünkü “onlar” anlamındaki “they”i bir şekilde tek başına da kullanabiliyoruz. Tam olarak karşılığı olan bir ifade. Bilmemiz gereken iki kavram daha var: open-class ve closed-class. Dildeki open-class kelime grubu yeniliğe açıktır. Bu gruptaki lexical morpheme’lerin arasına zamanla yenileri girebilir ya da bazıları tedavülden kalkabilir. 2000 yılında “podcast” kelimesiyle karşlılaşmanız pek mümkün değildir. Çünkü ipod ve broadcast kelimelerinin birleşmesiyle türemiştir bu kelime ve iPod ilk defa 2001 yılında tanıtılmıştır.

Closed-class ise adından da anlayacağınız üzere, yeni eklemelere tamamen kapalı ya da çok nadir yenilik gören morpheme grubudur. Functional morpheme’ler bu sebeple bu sınıftadır. Pronoun’lar telaffuz olarak değişse de her zaman aynıydı. Ortaya çıkmış yeni bir pronoun yoktur. Herhangi bir mayına basmadan hemen pronoun konusundan uzaklaşıyorum.

1.4 Affixation

Bu bir ek sanatıdır. Affix bir kelmeye gelen ekin genel adıdır. İngilizce’de iki affix kullanılır. Prefix ve Suffix.

>Prefix: Root’un önüne gelen affixtir. i.e. : unhappy, disagree

>Affix: Root’tan sonra gelen affix’tir. i.e. : driving, agreement

Bunlar dışında başka dillerde kullanılan infix ve circumfix de vardır. infix kelimenin içine gelir. Circumfix ise kelimenin sağına ve soluna aynı anda gelen bir ektir. i. e. : lieben-geliebt

1.5 Derivational and Inflectional Morphemes

Bound morpheme’ler tek başına anlamı olmayıp, bir free morpheme’e bağlı olan morpheme’lerdir. Bunları da iki kategoriye ayırırız: Derivational ve Inflectional.

>Derivational Morphemes: Türkçe’deki yapım ekleri gibidir. Kelimede semantic yani anlamsal değişiklikler yarattıkları gibi, grammatical context’lerde de değişikliğe sebep olurlar. Örneğin drive kelimesi bir verb’dür. Bu kelimeye getireceğimiz “-er” suffix’i ile kelime “driver” olur ve artık bir noun’dur. Bu sebeple “-er” burada derivational morpheme görevindedir.

>Inflectional Morphemes: Türkçe’deki çekim eklerine benzer. Kelimede anlamsal bir değişiklik yaratmaz. Hâl değişikliği yaratabilirler. “driver” örneğindeki “-er” eki derivational’dı. “Small” kelimesine getireceğimiz comparative “-er” eki ile kelime “smaller” olur ve bu semantic bir değişiklik olmadığı için inflectional morpheme kabul edilir. Bununla birlikte tense ekleri, plural s ve benzer diğer ekler de bu grupta yer alır.

İngilizce’de prefix’ler daima derivational morpheme’lerdir. Kelimenin başına gelen ekler semantic değişiklikler yaratır. Suffix’ler için böyle bir ayrım yoktur. Her suffix inflectional morpheme değildir ama her inflectional morpheme suffix’tir.

Morph and Allomorphs

Phones and Allophones başlığını hatırlayın. Esasen aynı olan sesler bir şekilde birbirinden çok ince bir çizgiyle ayrılırdı. Morphs and allomorphs da birbirinden bu şekilde ayrılabilir. Bir kitaba baktığınızda gördüğünüz yazılar morph’tur. O kelimeleri okuyup anladığınız an, onlar morphemes’e dönüşür. Örneğin plural s zihnimizde belli bir yapıdadır. Biz onu cat, bag ve match kelimelerine eklediğimizde küçük değişikliklere uğrar. İşte tüm o varyantlar plural s’in allomorph’udur.

(Geçiş)

İşte böylece 4 ve 5. üniteleri de tamamlamış olduk. İlerleyen bölümlerde, diğer konularda görüşmek dileğiyle. Beğeni, takip, abonelik gibi desteklerinizi bekliyorum. Hatta isterseniz patreonla bile destek olabilirsiniz! Hoşçakalın!


Bölümü Dinle: Spotify Apple Google

Bölümü İzle: Youtube

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TC Linguistics 3 - Word Formation

TC-Linguistics1-Language: About, Origin and Properties